Estetiğin
antik kökeni itibariyle güzel, bir bilim olmak yerine insan hayatını iyiye ve
doğruya yöneltmekle ilişkili olmuştur. Antik dönemin güzele atfettiği iyi ve
doğru ile olan birlikteliği hem Platon’da hem de Aristoteles’te açıkça
görülmektedir. Antiklerin asli sorusu “Güzel nedir?” etrafında döner ve bu
süreç XV. yüzyılın başlarında Gombrich’in ifadesiyle “gerçekliğin ele
geçirilmesi” ve Rönesans ile birlikte büyük bir kırılma yaşayarak “özne”nin
yükselişiyle devam etmiştir. Öznenin varlığı ile sanat eseri arasındaki ilişki
“Homo Esteticus” üzerinden ele alınacaktır. Estetiğin, özne merkezli kuruluşu
beraberinde birçok problemi de getirmektedir; tüm evrenin sanatlaştırılması ya
da estetize edilmesi ile beden dahil olmak üzere her türlü fenomen estetik hazzın
kurulduğu bir alana dönüşmektedir. Çağdaş dönemde “performatif sanat” olgusunu
da bu bağlamda okumak gerekmektedir. Bu atölye boyunca “güzel”in antik anlamına
değinilmekle birlikte özellikle Rönesans sonrasına odaklanılacak; “estetik”in
neliğine dair bazı somut örnekler üzerinden de ilerlenerek günümüze kadar gelen
tarihi özne merkezli inşai bir süreç olarak sanatsal fenomenler üzerinden ele
alınacaktır. Atölye kapsamında estetik tartışması yaklaşık olarak son 400 yıl
bağlamında sanatın, sanatçının ve sanat eserinin konumu ile irtibatlı bir
biçimde incelenecektir.