İletişim, bir kamu fikrini zorunlu kılmaktadır. Fikirlerin ve duyguların
alışverişi dil önceliklidir. Dil ise toplumsallığı mümkün kılan bir araçtır.
Dil her halükarda fikirleri, duyguları dolaşıma sokabilme kudretiyle
toplumsallığı yaratmaktadır. Dilin doğal seyrinde ortaya çıkan toplumsallaşma,
kitle iletişim araçları ile birlikte yapay bir inşa sürecine girip kitleyi
kurgulamıştır. İletişim imkânının sınırları sosyolojik sınırlılıklarla eş
yürümektedir. Atölyede iletişimin tarihsel oluşma koşulları, özellikle teknik
araçların (medium) icadıyla başlatılacaktır. Toplumsal var oluşun yerini
tekniğin imkanlarıyla birlikte kitleselleşme alacaktır. Zamanla iletişim
ortamlarının/araçlarının çoğalması, teknik ve toplumsallıkla örülü bir zemin
çalışmasını araştırmayı mecburi kılmaktadır. Tekniğin, kitle iletişim
araçlarının önceki yüzyıllara göre hayati bir konuma yükselmesi, aynı zamanda
hakikati, gerçekliği ve algılama biçimlerini de köklü bir biçimde değişime
uğratmıştır. Bu değişimin tarihsel izlerinin takip edileceği atölyede iletişim
kuramları üzerinden sosyolojik bir okuma sağlanacaktır.