Türk
modernleşmesi, Batı dışı modernleşme tecrübeleri arasında dikkat çeken bir
değişim süreci olarak öne çıkmaktadır. “Devletin kurtarılması” misyonuyla
başlayan yenilik hareketlerinin pek çok siyasi, ekonomik ve kültürel sonucu
ortaya çıkmıştır. Her değişimde olduğu gibi bu süreçte de değişimi talep
edenler ve ona karşı çıkanlar arasında mesafe ve gerilim var olmuştur. Değişimi
talep edenler arasında da hangi yöntem ve araçlar üzerinden nasıl bir değişim
yaşanması gerektiğiyle ilgili bir ayrışma yaşanmıştır. Çok milletli ve kültürlü
bir imparatorluktan ulus devlet olmaya doğru devam eden değişim süreci,
toplumsal kurumların da değişmesine sebep olmuştur. Cumhuriyet modernleşmesinin
öncü aktörlerinin devrimci bir anlayışla toplum mühendisliğine yönelmesi, süre
giden kültürel bölünmenin bir sonucu olarak kabul edilebilir. II. Dünya Savaşı
sonrası şartlarda çok partili hayata dönüş, tarımda makineleşme, kırdan kente
göç gibi gelişmeler, Türk modernleşmesinde yeni bir safhanın başlamasına da
vesile olmuştur. Bir yandan da Türk modernleşmesi, kendine özgü tarihsel ve
sosyolojik şartlara rağmen en başından itibaren dünyanın yaşadığı değişimlerden
ayrı anlaşılabilecek bir değişim süreci değildir. Bu derste Türk modernleşmesi,
tarihsel ve sosyolojik bir mesele olarak ele alınacak ve tartışılacaktır.
Siyaset, ekonomi, din, eğitim, edebiyat, sivil toplum ve medya gibi toplumsal
kurumlar ve konular, Türk modernleşmesi bağlamında yaşanan değişimin unsurları
olarak değerlendirilecektir.