Türkiye’de Cumhuriyet rejiminin tesisi ve siyasal otoritenin tahkim edilmesinin ardından homojen bir ulus yaratma işine girişilmiştir. Yeni ulusun ideal vatandaş kimliğinin tasarlanması ise daha ziyade kültürel dönüşüm eksenli bir planlamaya dayanmaktaydı. Bu atölyenin ilk aşamasında ulus inşası sürecinde kurucu elitler tarafından edebiyat kurumunun bir ideolojik aygıt olarak nasıl mobilize edilmeye çalışıldığı ve Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri örneklerinden hareketle dönemin kimi kalemlerinin geleceği yazma çabaları gibi hususlar üzerinde durulacaktır. Nitekim edebiyat kurumu, birçok tarihsel tecrübede görüldüğü şekliyle, sahip olduğu potansiyel uyarınca ulusu teşkil edeceği varsayılan kitlelerin mensupları arasında zihinsel ve duygusal bağ tesis etmekle vazifelendirilmek istenegelmiştir. Zira heterojen kitlelerin ulusçular yahut ulus-devlet tarafından yekpâre homojen bir topluluğa tahvil edilmesi bireyler arasında muhayyel bağlar tesis etmekle mümkün olacaktır. Bu minvalde, kişisel olanla kamusal olanı raptetmeye muktedir olması, diğer bir ifadeyle topluluk mensupları arasında kolektif bilinç inşa etmeye elverişli olması onu çekici kılmaktaydı. Edebiyat kurumunun ulusçuluğun hizmetine güdümlendirilmesi, Jusdanis’in ifadesiyle hikâyelerin hem halkın toprak ve tarihle özdeşleşmesini kolaylaştırması hem de millî simgeleri günlük pratiğe geçirme kapasitesine sahip olması yüzündendir. Atölyenin ikinci aşamasında ise dönemin hâkim edebiyat cemaatinden farklı noktalarda konumlanmayı tercih eden Ahmet Hamdi Tanpınar ve Memduh Şevket Esendal’ın alternatif kuruluş anlatılarına odaklanılacak, edebî metinlerde resmî ideolojinin ve resmî tarih söyleminin nasıl parodileştirildiği üzerinde durulacaktır. Son olarak da Kemal Tahir ve Tarık Buğra’nın Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki Serbest Fırka hadisesine dair alternatif bakışlar içeren romanları üzerinden döneme dair çeşitli tarihsel-sosyolojik okumalar yapılacaktır. Program İçeriği
|
Tarih | Saat | Yer |
---|---|---|
13 Ekim 2018 | 18:30 | İLEM |