Rönesans sonrası pek çok Batılı düşünür dünya tarihinin bölümlenmesi işiyle uğraşmıştır. Hümanizmanın kendisini düşünsel olarak temellendirdiği Yunan-Roma dünyası eski zamanlar, antik dünya olarak kodlanınca bu dönemden esinlenen ve bu dönemi “yeniden kuran” zaman da Yeni Çağ olarak adlandırılmıştır. Bu ikisi arasında kalan dönem de cahil ve karanlık bir dönem olarak Orta Çağ olarak adlandırmıştır. Böylece eski iyi ve onu takiben yeni iyi arasında kötü, karanlık bir dönem anlayışı ile sonrasında başka referanslarla başka formlarda defalarca yeniden üretilecek üçlemeler başlamıştır. Vahşilik, barbarlık ve uygarlık kavramları etrafında oluşturulan insanlık tarihinin üçlü aşamalandırılması Aydınlanma düşüncesinde belirgindir. Buna göre belirli bir toplum tipine tekabül eden her bir aşamada insanlık yeni bir biçim almıştır. Vico için soyut olan aşamalandırma, Montesquieu için tarihsel olmaktan ziyade coğrafidir. Hume, Turgot, Adam Smith, Ferguson ve Condorcet ise tarihsel dönemleri ilerleme düşüncesi çerçevesinde zamansallaştırılmıştır. Daha sonra farklı şekillere bürünse de bu aşamalandırmalar modern toplumun dünya tarihi içinde konumlandırılmasında ve diğer toplum biçimleri ile mukayese edilerek anlamlandırılmasında hayati bir rol oynamıştır. Aynı zamanda dünya tarihinin dönemselleştirilme çabaları içerisinde Batı dışı toplumların tarih dışı kılınması da gerçekleştirilerek 19. Yüzyıl şarkiyatçılığının temeli meydana getirilmiştir.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
31 Ekim 2015 | 18:30 | 31 Ekim 2015 | 00:00 | İLEM Konferans Salonu |