'Tekinsizlik, geçmiş yaşantıya dair izlerin şimdiye ait deneyimlerle etkileşime girerek insanın iç dünyasında kaygı, belirsizlik, korku ve güvensizlik yaratmasıdır. Gerçeküstücü yaklaşım da bilinçdışı alanını yaratıcı faaliyetin merkezine koymaktadır. Düşünce ve eylem üzerinde güçlü ve yaygın bir baskının olduğu toplumlarda sanatsal alanda farklı olanaklar ve anlatım biçimleri ortaya çıkabilmektedir.' diyen Dr. Ebru Karadoğan İsmayılov 3 Kasım Cumartesi saat 17.00'de gerçekleştirdiği tez sunumunda gerçeküstücülüğü bir yaşam felsefesi olarak benimsemiş bir yönetmen olan Jan Vankmajer'in filmleri üzerine önemli tespitlerde bulundu.
Çek toplumunda söz söyleyebilmenin güç olduğu dönemlerde kukla ve animasyon, sansüre rağmen muhalif ürünler yaratabilmeye olanak tanımıştır. Gerçeküstücülüğü bir yaşam felsefesi olarak benimsemiş bir yönetmen olan Jan vankmajer de insan doğasına özgü temel yönelimlerin toplumsal ve ideolojik olanla ilişkisini ortaya koyarken, animasyonu ve kuklaları tekinsiz bir üslupla kullanmıştır.
Resmi ideolojinin ve kurulu düzenin bekasını sağlamaya yönelik düşünce sistemlerinin dayattığı, normali yücelten her türlü yaklaşımın karşısında iğrençlik ve karnaval ruhunu örneklendiren tema ve yöntemlerle duran yönetmenin tüm filmleri gerçeküstücü bir anlayışla çekilmiştir. Genel olarak tekinsizlik ve gerçeküstücülük arasındaki ilişkinin sinemadaki izlerine dair bir inceleme olan bu çalışma, Jan vankmajer filmlerinde bu ilişkinin cisimleştiği iddiası çerçevesinde düzenlenmiştir.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
03 Kasım 2012 | 17:00 | 03 Kasım 2012 | 18:30 | İlmi Etüdler Derneği |