GELENEĞİN BİRİKİMİNDEN YENİ BİR DÜŞÜNCENİN İNŞASINA...

BAĞIŞ E-BÜLTEN

14 Ağustos 2018

İslam İktisadı Perspektifinden Sosyal Adalet

İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği, İlmi Etüdler Derneği (İLEM) ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği’nin (İGİAD) birlikte düzenlediği İslam İktisadı Atölyesi IV, 2-3 Nisan 2016 tarihlerinde “İslam İktisadı Perspektifinden Sosyal Adalet” başlığı ile İstanbul’da düzenlendi. İstanbul Üniversitesi İslam İktisadı ve Finansı Anabilim Dalı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen atölye bu seneki başvurularda öncelikli olarak sosyal adalet ve ilgili konuları İslam iktisadı perspektifinden ele alan tebliğlere yer verdi.

Gelir adaletsizliğinin her geçen gün arttığı, yoksulluğun dünya çapında bir problem olduğu, gayri insani çalışma koşulları, yetersiz maaşlar ve sosyal güvencesizlik ile malul bir emek piyasasının varlığını koruduğu bugünün hakim iktisadi düzeninde, çoğu devletin bu talepleri karşılayacak düzeyde politikalar üretememesi de bir o kadar dikkat çekiyor. Kapitalist politikaların sosyal adaleti sağlamaktan uzak, bilakis eşitsizliği her daim derinleştiren ve iktisadi ve sosyal refahın geniş kitlelere ulaşmasını engelleyen özellikleri birçok Müslüman ilim adamı tarafından yıllardır eleştiriliyor. Bu eleştirileri ise İslami ilkeler çerçevesinde şekillenecek alternatif bir teorik ve pratik iktisadi düzenin sosyal adaleti sağlayacağı yönündeki iddialar izliyor.

Diğer taraftan, Müslüman idarecilerin yönetimi altındaki toplumlarda beliren tecrübe alternatif bir sosyal adalet anlayışı sunmaktan uzak gözüküyor. Ayrıca Müslüman bireylerin iktisadi hayat içerisindeki tavırlarına İslam’ın sosyal adaletten yana tavrı değil, çoğunlukla günlük iktisadi koşulların gereklilikleri şekil veriyor. Bu noktada, 1960’lı yıllarda İslam iktisadı başlığı altında çalışmalar yapılmaya başlanmasındaki temel maksadın sosyal adalet meselesiyle yakından ilgili olduğunu fakat sonraki yıllarda çalışmaların daha çok finans alanına kaydığını göz önüne aldığımızda sosyal adalet konusunu yeniden ve daha temelli bir şekilde konuşma ihtiyacı daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor.

Bu bağlamda, IV. İslam İktisadı Atölyesi ile sosyal adalet başlığı etrafındaki meseleleri İslam iktisadı perspektifinden ele alan tartışmalar yürütüldü. Böylece dünyanın dört bir tarafında çalışmalar yapan akademisyenleri bir araya getirerek mevcut sosyal ve iktisadi adaletsizliklerin sebeplerinin gerçekçi ve derinlikli bir şekilde irdelenmesi ve İslami ilkelere dayalı bir sosyal adalet anlayışının teorik zemininin nasıl oluşturulacağı, hangi alternatif mekanizmaları içereceği ve ne gibi somut çözümler üretilebileceği üzerine kolektif bir çalışma yapıldı.

İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği, İlmi Etüdler Derneği (İLEM) ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği’nin (İGİAD) birlikte düzenlediği İslam İktisadı Atölyesi IV, 2-3 Nisan 2016 tarihlerinde “İslam İktisadı Perspektifinden Sosyal Adalet” başlığı ile İstanbul’da düzenlendi. İstanbul Üniversitesi İslam İktisadı ve Finansı Anabilim Dalı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen atölye bu seneki başvurularda öncelikli olarak sosyal adalet ve ilgili konuları İslam iktisadı perspektifinden ele alan tebliğlere yer verdi.

Gelir adaletsizliğinin her geçen gün arttığı, yoksulluğun dünya çapında bir problem olduğu, gayri insani çalışma koşulları, yetersiz maaşlar ve sosyal güvencesizlik ile malul bir emek piyasasının varlığını koruduğu bugünün hakim iktisadi düzeninde, çoğu devletin bu talepleri karşılayacak düzeyde politikalar üretememesi de bir o kadar dikkat çekiyor. Kapitalist politikaların sosyal adaleti sağlamaktan uzak, bilakis eşitsizliği her daim derinleştiren ve iktisadi ve sosyal refahın geniş kitlelere ulaşmasını engelleyen özellikleri birçok Müslüman ilim adamı tarafından yıllardır eleştiriliyor. Bu eleştirileri ise İslami ilkeler çerçevesinde şekillenecek alternatif bir teorik ve pratik iktisadi düzenin sosyal adaleti sağlayacağı yönündeki iddialar izliyor.

Diğer taraftan, Müslüman idarecilerin yönetimi altındaki toplumlarda beliren tecrübe alternatif bir sosyal adalet anlayışı sunmaktan uzak gözüküyor. Ayrıca Müslüman bireylerin iktisadi hayat içerisindeki tavırlarına İslam’ın sosyal adaletten yana tavrı değil, çoğunlukla günlük iktisadi koşulların gereklilikleri şekil veriyor. Bu noktada, 1960’lı yıllarda İslam iktisadı başlığı altında çalışmalar yapılmaya başlanmasındaki temel maksadın sosyal adalet meselesiyle yakından ilgili olduğunu fakat sonraki yıllarda çalışmaların daha çok finans alanına kaydığını göz önüne aldığımızda sosyal adalet konusunu yeniden ve daha temelli bir şekilde konuşma ihtiyacı daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor.

Bu bağlamda, IV. İslam İktisadı Atölyesi ile sosyal adalet başlığı etrafındaki meseleleri İslam iktisadı perspektifinden ele alan tartışmalar yürütüldü. Böylece dünyanın dört bir tarafında çalışmalar yapan akademisyenleri bir araya getirerek mevcut sosyal ve iktisadi adaletsizliklerin sebeplerinin gerçekçi ve derinlikli bir şekilde irdelenmesi ve İslami ilkelere dayalı bir sosyal adalet anlayışının teorik zemininin nasıl oluşturulacağı, hangi alternatif mekanizmaları içereceği ve ne gibi somut çözümler üretilebileceği üzerine kolektif bir çalışma yapıldı.