Bilindiği üzere, modern paradigmanın düşünce merkezini oluşturan felsefe ve bilim, kendisi dışında kalan alanların bir bilgiye tekabül etmedikleri veya bu alanların bir şey hakkında bilgi sahibi yapmadıkları şeklindeki gerekçelerle bu alanları önemsememektedir. Burada felsefe ile bilimin dışındaki büyü, efsane, masal ve bunları kendinde toplayan dini düşüncenin anlamsız bir şey olarak görülmesi ve böylece modern düşünce açısından değersizleştirilmesi ile karşı karşıyayız.
Hegel ile biçim kazanan “Avrupa dışı toplumların tarihsiz oldukları” iddiası, insan olmanın, ancak kültürel yapının tarihselliğiyle mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle, tarihsiz olmak iddiası, insan olmamak anlamına gelebilecektir. Ve ne yazık ki bugün dünyadaki toplumların çok büyük bir kısmının tarihsiz olduğunu düşünenlerin oluşturduğu tarih düşüncesi, dünya tarih tasavvuru olarak kullanılmaktadır. Bu sunumda toplumların bir kısmının tarihsiz oldukları iddiası, felsefe üreten toplumların felsefe üretmeyenlerden daha üstün oldukları düşüncesi, kadim dönemdeki bilginin mahiyeti noktasında irdelenecektir. Bu seminerde, bilgi anlayışının gelişimi çerçevesinde bilginin sahip olduğu özellikler ile bu özelliklerin kültürel yapıda nasıl yer aldıkları değerlendirilecek ayrıca zanaatlar, bilgelik ve felsefe temelli düşünce tarzları, bilginin tanımlanması ve özellikleri bağlamında konuşulmuştur. Böylece felsefe temelli modern evren tasavvuruyla, bilgelik temelli evren tasavvuru karşılaştırılmıştır.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
24 Nisan 2014 | 19:00 | 24 Nisan 2014 | 00:00 | İLEM Konferans Salonu |