Kent,
fiziksel yönüyle içinde yaşayanların değerlerinin bir yansıması, taşa kazınması
halidir. Bu manada kentler dışlaştırdıkları anlam ve değer sistemlerine göre
çeşitlenirler. Mesela, İslam mimarisini ve estetiğini Hristiyan mimarisinden
ilk bakışta ayırt etmemizi sağlayan şey, her biri kendi kültürel kodları ile
doğrudan bağlantılı olan ikonografi ile arabesk arasındaki farktır. Doğada hazır
bulunan malzeme de, mimariyi ve estetiği kalıplamıştır. İslam dünyasında
özellikle de Osmanlı kentlerinde yine dini duyarlılığın etkisiyle oluştuğunu
öne sürebileceğimiz bir ilişkiler ağı ortaya çıkmıştır. Genel manada çok
kültürlülük, özel manada ise çok dinlilik, çok-etniklilik ve çok-sınıflılık
esas olmuştur. Değer-mekân
ilişkisindeki bu ahengi bozan, Batı’da olduğu gibi bizde de modernleşme ve onun
alt-yapısal boyutu olarak ifade edebileceğimiz kapitalistleşme süreçleridir.
Coğrafyanın teknoloji tarafından ehlileştirilmesi iddiası, organik malzemelerin
inşa süreçlerinden dışlanmasıyla at başı giderken, bir yandan da modern
eğitimle birlikte ödünç alınan mimari ve estetik anlayışlar onlardan
yararlananları zihnen ve manen dönüştürmüştür. Bu seminerde, yukarıda söz
ettiğimiz dönüşümlerin günümüz Türkiye kentlerinde, özellikle de İstanbul’da
nasıl yaşandığı örneklerle irdelenmeye çalışılacaktır.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
17 Temmuz 2017 | 09:30 | 17 Temmuz 2017 | 11:00 | İLEM Konferans Salonu |