Türk eğitim tarihçiliği II. Meşrutiyet’in son senelerinden itibaren ilk ürünlerini vermiş bir disiplindir. Satı Bey, Mahmud Cevat ve Muallim Cevdet ile başlayan süreç Osman Ergin, Aziz Berker, Hasan Ali Koçer ile devam etmiş Yahya Akyüz, Mustafa Ergün, Akşin Somel gibi yeni eğitim tarihçileri ile devam etmektedir. Bugün Türk eğitim tarihçiliği kişi, şehir, öğretim yöntemi ve eserler üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu noktada eğitim tarihçiliğinin bazı temel ve özel sorunları vardır. Bunların başında, araştırmacı yetişme süreci ve bürokrasisi gelir. Lisansüstü eğitim programların yapısı, disiplinlerarası etkileşim ve performans eksiklikleri önceliklidir. İkinci mesele, eğitim tarihi araştırmalarında kullanılan metot ve kaynaklardır. Ekseriyeti Türkiye’deki arşiv materyalleri merkezli yürüyen çalışmalar eğitim ve diğer bilimlerle sağlıklı irtibat kuramamaktadır. Kaynaklar büyük oranda merkeze (İstanbul ve Ankara) odaklanmakta ve resmî tarih ideolojisi ekseninde yazılmış birçok temel/kült eser çoğu kere sorgulanmadan kullanılmaktadır. Üçüncü mesele, arşiv kaynakları ve basılı kitap dışındaki materyallerin az kullanılmasıdır. Gazete, dergi, poster, antika, arkeolojik buluntu, mektup, anı, ödül-ceza belgeleri, müze ve ders araç-gereçlerinin eğitim kullanımı yaygın değildir. Bu sunumda eğitim tarihçiliğinin bahsi geçen sorunları ve riskleri ele alınacak olmakla beraber fırsatlar da masaya yatırılacaktır.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
24 Aralık 2016 | 17:30 | 24 Aralık 2016 | 19:00 | İlmi Etüdler Derneği |