İnsanlık; ısınma, beslenme gibi en temel gereksinimlerini karşılayabilmek için enerjiye muhtaçtır. Enerji bu yönüyle sosyal hayatın vazgeçilmez unsurlarından biridir.
Diğer taraftan, sanayileşmede üretim kalıplarının değişmesine bağlı olarak makineleşme de giderek artmış, böylelikle enerji, üretimin doğrudan bir girdisi haline gelmiştir. Bu yönüyle enerji ekonomik yapının da en önemli unsurlarındandır.
Dünyada enerji talebi giderek artmaktadır. Buna karşın enerji kaynaklarının sınırlı olması ülkeleri bir enerji yarışı içerisine sokmuştur. Günümüzde Çin, Hindistan, Güney Kore, Brezilya gibi ülkelerin yakaladıkları yüksek büyüme oranları ile birlikte sürekli artan enerji tüketimleri bu yarışın şiddetini daha da artırmaktadır.
Enerji tüm dünya için olduğu kadar Avrupa Birliği (AB) için de ekonomik büyüme ve sosyal refah açısından oldukça önemlidir. AB, dünya enerji tüketiminin en fazla olduğu bölgelerden biri olmasına karşın, kendi tüketimini karşılayabilecek kadar enerji kaynağına sahip değildir. AB ekonomik büyüme ile paralel bir şekilde artan enerji talebini ithalat yoluyla karşılamaktadır. Enerji gibi stratejik bir kaynağın sağlanmasında ithalat bağımlısı olması AB’yi enerji konusunda uzun vadeli planlar yapmaya sevk etmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’nin sahip olduğu jeostratejik ve jeopolitik konumunun, Avrupa Birliği’nin enerji arz güvenliği politikalarına olan etkileri incelenmiştir.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
24 Kasım 2012 | 17:00 | 24 Kasım 2012 | 18:30 | İlmi Etüdler Derneği |