Seminerlerin ilk üç oturumu geçtiğimiz haftalarda "Kurtuluş Kayalı, Atilla Yayla ve M. Hüseyin Mercan’ın” katılımlarıyla İLEM'de gerçekleşmişti. 21 Aralık Perşembe günü gerçekleşen dördüncü oturumun konuğu “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye’de Sol Siyaset” başlıklı konuşması ile Ufuk Uras oldu.
“Solun tanımının ne olduğunu belirlemek gerek”
Ufuk Uras konuşmalarına öncelikle solun tanımının ne olduğunu belirlemekle başlanması gerektiğinin altını çizdi. Konuşmalarına devam eden Uras, “Fransız İhtilali sonrasında meydana gelen sol ve sağ ayrımının 19. yüzyıla ait yatay bir ayrım olduğunu ancak bu durumun 20 ve 21. yy itibariyle dikey bir ayrıma dönüşerek, demokratik sağ ile demokratik sol bir kutup, otoriter sağ ile otoriter sol diğer bir kutup haline geldi. Günümüzde ise toplumsal açıdan yaşadığımız büyük sorunlar sağ ve solun tepkilerini kıyaslamamızda yeni bir bakış açısını gerektiriyor. Bu yeni sorunlar siyasetin yeniden harmanlaması anlamına gelip, göç gibi temel bir hususta dahi sol kendi içerisinde, sağ kendi içerisinde farklı tepkiler veriyor. Bundan sebep sol bakış açısı şudur demek o kadar kolay değil” dedi.
“A. Gramsci ve arkadaşlarının cezaevlerine atılması hepimizi üzüyor”
Açıklamalarına devam eden Ufuk Uras, “İtalya’da 1920’li yılların Mussolini yönetiminde A. Gramsci ve arkadaşlarının cezaevlerine atılması ve siyasi baskı altına alınmaları hepimiz tarafından kınanıyor ve böyle bir değere bunlar yapıldığı için üzülüyoruz” dedi. Açıklamalarının devamında, benzer tarihlerde Türkiye’de de TKP’ye karşı operasyonlar düzenlendiğinin altını çizen Uras, 28 Şubat döneminde başörtüsüne yapılanlara karşı çıktığı için kendisine “Neden cumhuriyetin kazanımlarına karşı çıkıyorsunuz?” diye soru soranlara “Hangi kazanımlardan bahsedebiliriz?” şeklinde cevap verdiğini ve aslında cumhuriyetin kazanımları denilen değerlerin 12 Eylül askeri rejiminin politikasıyla çok farklı olmadığını ifade etti.
