Seminerlerin birinci oturumu geçtiğimiz haftalarda "Kurtuluş Kayalı”nın katılımıyla İLEM'de gerçekleşti. İkinci oturum konuğu Atilla Yayla “Cumhuriyetin 100. Yılında Liberal Bakışla Cumhuriyet ve Demokrasi İlişkisi” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Atilla Yayla konuşmasında, “Fikirlerin yerlisi millisi olmaz, insan tabiatı gereğince belirli ortak hassasiyetlere sahiptir” dedi.
Türk modernleşmesinde önemli tartışmaları ve fikri yönelimleri ele alan seminerin ikinci oturum konuğu Atilla Yayla oldu. Atilla Yayla, “Cumhuriyetin 100. Yılında Liberal Bakışla Cumhuriyet ve Demokrasi İlişkisi” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. İLEM İhtisas Çalışmalarının, toplumsal değişimi ilmi perspektifte ele almak maksadıyla düzenlediği seminerde Atilla Yayla, Cumhuriyetin Türkiye’ye 1923 yılından yalnızca dar anlamda geldiğini, geniş anlamda cumhuriyet olabilmesi için gereken siyasi eşitlik ve siyasi katılım hakkının mevcut olmadığını ve bunlara yönelik düzenlemelerin de bulunmadığını belirtti.
Seminerde konuşmalarına 1776 yılının liberalizm için önemli bir tarih olduğuyla başlayan Atilla Yayla, aynı yıl içerisinde hem Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği adlı eserini yazmış olmasının hem de Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonrasında ABD’nin kurulmasına değindi. Yayla, “Milletlerin Zenginliğinde Adam Smith, ticaretin ve serbestliğin toplum refahında oynadığı kritik rol ve iş bölümünün bir toplumu nasıl şekillendirebildiğinden bahsetmektedir. Bu iki önemli unsurun bulunduğu 1776 Amerika Birleşik Devletleri ilk modern cumhuriyet olarak kurulmadan önce, demokrasi dünya milletleri tarafından tercih edilen bir sistem değildir” dedi.
“Cumhuriyet Türkiye’ye 1923 yılında yalnızca dar anlamda geldi”
Konuşmalarına devam eden Atilla Yayla, Cumhuriyetin Türkiye’ye 1923 yılında yalnızca dar anlamda geldiğini, geniş anlamda cumhuriyet olabilmesi için gereken siyasi eşitlik ve siyasi katılım hakkının mevcut olmadığını ve bunlara yönelik düzenlemelerin de bulunmadığını belirtti.
Yayla, Cumhuriyetin Türkiye’ye gerçek manada 14 Mayıs 1950 seçimleriyle beraber geldiğini, bundan önceki dönem ne şekilde adlandırılmak istenilse istensin ve siyasi tarihi yazımı ne ölçüde bu dönemi demokratik bir dönem olarak göstermeye çalışsa bile bu doğru olmayacağını ifade etti.
“Amerika Birleşik Devletleri ile Amerikan Sivil Toplumunu karıştırmamak gerek”
Açıklamalarına devam eden Atilla Yayla, “Bugün her ne kadar Amerika’nın siyasi faaliyetleri ve dış politikasında yapılan işler dünya kamuoyunda tepki çekse bile Amerika Birleşik Devletleri ile Amerikan Sivil toplumunun karıştırmamak gerek” dedi. Atilla Yayla, Amerikan Sivil Toplumunun insan haklarına saygılı ve hassas olan muazzam bir toplum olduğunu hatta Türkiye’nin GYSH’si kadar bir miktarı bağış yaptığını söyledi. Avrupalı ve Amerikalı devletlerin liberal değerlere cephe aldığını bu değerlerin zaten belirli bir bölgeye ait olmadığını belirten Yayla, “Fikirlerin yerlisi millisi olmaz insan tabiatı gereğince belirli ortak hassasiyetlere sahiptir ve bunun değişmesi çok uzun zamanlar alır bu açıdan liberal değerler tek bir coğrafyanın tekelinde olmayacak fikirlerdir” şeklinde konuştu.