Sekülarizm konusu, akademik ve entelektüel yazında epeyce gündem olmakla birlikte, farklı bakış, yöntem ve örnek olaylarla bu konunun yeniden işlenmeye muhtaç olduğu kanaatiyle elinizdeki sayıyı hazırladık. Zira Türkiye'de belli vurgular etrafında çoğalan tartışmalar bir türlü zenginleşememekteydi.
Modernleşme, batılılaşma, siyasal hayatın açmazları ile iç içe giren tartışmalarda yöntemsel problemler bulunmakta, gündelik hayatı dikkate almayan bakışlar üretilmekte, dünyanın farklı yerlerinde, diğer dinlerde ve toplumlarda yaşanan tecrübelere çok yer verilmemekteydi.
Bu sayıda bu eksiklikleri giderecek bir bütünlükte makalelere, değerlendirme yazılarına ve kitap değerlendirmelerine yer verildi.
Dosya kapsamında Mehmet Anık, Two Axes Around Secularism Discussions in Turkey: İsmail Kara versus Şerif Mardin başlıklı yazısında, Türkiye'deki sekülarizm tartışmalarında öne çıkan iki ismin yaklaşımlarını karşılaştırmalı bir şekilde analiz ediyor. Anık; Mardin ile Kara'nın, Türk modernleşmesini inceleyen literatürde dinin ve sekülarizmin ihmal edilen temalar olduğu noktasında birbirlerine yaklaşırlarken sekülarizmi okuyuş biçimlerinde önemli farklılıkları söz konusu olduğunu vurguluyor. Cemile Barışan, Modernite Tartışmalarına Alternatif Bir Yaklaşım: Modern Aklın Eleştirisi ve Geleneksel Düşünce adlı makalesinde, ruh-beden ikiliğine dayalı modern aklın sınırlılıkları üzerinde duruyor. Başaran, akıl/kalp, nefs ve ruh gibi varlığın farklı veçhelerini kapsayan geleneksel düşüncenin modern dünyanın sorunlarına daha etkin çözümler üreteceği fikrini savunuyor. Begüm Burak, Can Secularism Hinder Democracy The Turkish Experiment adlı makalesinde, Türkiye'deki laiklik-demokrasi ilişkisini inceliyor. Burak, Türkiye'deki laikliğin otoriter ve baskıcı olduğunu ve demokrasinin gelişmesine sekte vurduğunu iddia ediyor. Sedat Doğan, Sokağı Büyülemek: Gündelik Hayatın Seküler Temelleri Üzerine Bir Soruşturma başlıklı makalesinde, De Certeau ve Lefebvre'in gündelik hayat incelemelerinden yola çıkarak sekülerliğin nasıl gündelik hayata sirayet ettiğini tartışıyor. Doğan faillik ve niyet gibi kavramları, sekülerliğin aşınması bağlamında öne çıkararak İslamcılığın bu noktada ne tür imkânlar sunduğunu analiz ediyor. Özgün Burak Kaymakçı, Seküler Bir Alan Olarak İktisat-Din İlişkisi başlıklı yazısında, aralarında ontolojik farklılaşma olmasına rağmen iktisat ile din arasındaki girift ve kaçınılmaz bağlara vurgu yapıyor. Bu makaleyle, iktisadın teolojik varsayımlardan kurtulamayacağını; mutlak olan ile irtibatını kabullenmesiyle bir özbilince ulaşacağını ve böylece determinizmden ve ölçülebilirliğin yüceltilmesinden kurtulacağını iddia ediyor. Hakan Olgun, Hıristiyanlık ve Sekülerleşme İlişkisi ya da Seküler Dindarlığın Teolojisibaşlıklı çalışmasında, sekülerleşme ile din arasında bir karşıtlık olduğu fikrine, Protestanlık ve Katolikliğin dünya tasavvuru bağlamında karşı çıkıyor. Olgun; Protestanlığın, Katolikliğin manastır ve kilise merkezli sofu yaşamı ve gündelik yaşamı küçük gören anlayışı karşısında, dünyevi yaşamı ve başarıyı önemseyen teolojisi dolayısıyla sekülerleşmeyi beslediğini belirtiyor. Mehmet Özay, Sömürge Dönemi Malay Dünyasında Sekülerleştirici Güçlerin Eğitim ve Yönetimdeki Girişimleri adlı makalesinde, Malay dünyasındaki sekülerleşme sürecini tartışıyor. Özay, Malay dünyasındaki sekülerleşmenin emperyalizm ile yakın bağına dikkat çekiyor. Yazar, uzun bir süreçte şekillenen Malay sekülarizmini eğitim, ekonomi ve siyaset kurumlarındaki yansımalarına bakarak inceliyor. Mustafa Tekin, Batı'da Sekülerlik ve Türkiye Müslümanlığının Seküler İçerimleri adlı makalesinde, Türkiye'de sekülarizmin Tanzimattan itibaren yapılan düzenlemelerle pratikten zihniyete doğru bir etki bıraktığını iddia ediyor. Türkiye'de son yıllardaki toplumsal dönüşümü de dikkate alan Tekin, Müslümanların zihnî ve pratik düzlemde sekülerleşmesini dil, gündelik hayat ve ibadet çerçevesinde tartışıyor.
Salime Leyla Gürkan'ın Bir Yahudi Karşı-Geleneği olarak Yahudi Sekülerliği: Kökenleri ve Dinamikleri başlık değerlendirme yazısında, Yahudi sekülerliğinin teolojik ve felsefi kökenlerini inceliyor. Gürkan, günümüz Yahudi sekülerliğinin dinamiklerinin, ancak böyle bir soy kütüğü yoluyla ortaya çıkacağını iddia ediyor. Ayşe Polat'ın A Comparison of Charles Taylor and Talal Asad on the Question of Secularity başlıklı değerlendirme makalesinde, son dönemlerin sekülarizm tartışmalarında öne çıkan iki önemli isim olan Charles Taylor ve Talal Asad'i karşılaştırılıyor. Polat, değerlendirmesinde her iki araştırmacının da tarihsel bir arka plan vererek sekülerliğin oluşumunu incelediklerini, ancak araştırma motivasyonlarının ve sorunsallarının farklı olduğunu belirtiyor.
İnsan & Toplum bu sayısında sekülarizmi eksene alan makalelerin dışında, sekülarizm ile ilgili farklı disiplinlerden son dönemde öne çıkan kitapların değerlendirmelerine de yer veriyor.
İnsan & Toplum, EBSCO, Index Islamicus, CSA Sociological Abstract, CSA Worldwide Political Science Abstracts, CSA Social Services Abstracts indekslerince taranmaktadır. İnsan & Toplum'da yayınlanan tüm makaleler DOI (Digital Object Identifier) numarasına sahiptir.
www.insanvetoplum.org adresinden ücretsiz olarak ulaşılan derginin 6. Sayısı Aralık 2013te Tarih yazımında Avrupamerkezcilik özel konusu ile çıkacak. Bu sayı için son yazı gönderim tarihi 31 Ağustos 2013'tür. Bu konu ve başka konularla ilgili yazı ve değerlendirme göndermek ve her türlü soru ve öneri için lütfen editor@insanvetoplum.org adresine yazınız.