İslâm ahlâk düşüncesinde Fârâbî sonrası İbn Miskeveyh ve Nasîruddin Tûsî ile temayüz eden çizgiyi devam ettiren Adududdîn el-Îcî’nin (ö. 756/1355) Ahlâk-ı-Adudiyye adlı risâlesi, pratik felsefenin (amelî hikmetin) genel ilkelerini özlü bir biçimde yansıtması bakımından oldukça önemli bir eserdir. Bilhassa Osmanlı ve İran ilim çevrelerinde hayli ilgi gören eser, telifi sonrasında şerh ve haşiyelerin ilgi odağı haline gelmiştir. Bu şerhlerden biri de naklî ve aklî ilimleri sentezleyen âlim prototipinin Osmanlı ilim dünyasındaki en önemli temsilcilerinden biri olan Taşköprîzâde Ahmed Efendi’nin Şerhu’l-Ahlâki’l-Adudiyye isimli eseridir.
Eserin mukaddimesi incelendiğinde Taşköprîzâde’nin ilmî yaklaşımında teori ve pratik bütünlüğünü sağlama gayreti açık bir şekilde görülebilmektedir. Zira Taşköprîzâde gerek teorik ve gerekse pratik yönleriyle felsefî ilimlerin nebevî bir cehd ve gayrete tekabül ettiği görüşüne sahiptir. Onun bu memzûc yaklaşımı felsefî ahlâk literatürünün önemli çalışması haline gelecek olan bu şerhinde açıkça görülebilmektedir. Eserin genelinde felsefî dirayetini yansıtan açıklama ve tahlillerin yanında dinî ilimlerdeki birikimini de ortaya koyan Taşköprîzâde, Tûsî’den Kınalızâde’ye giden süreçte İslâm ahlâk düşüncesinin adeta bir köşe taşı durumundadır.
ISBN: 978-975-173-762-5
Çıkış Tarihi: Ocak 2014
Yayınevi: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı
Sayfa Sayısı: 298